Keşke, söylediklerimizin ve sosyal medyada paylaştıklarımızın çok değil yarısını gerçek hayatta uygulayabilsek,
Keşke, ünvan ve mevkinin geçici olduğunun farkında olup, buna göre davranabilsek,
Keşke, herşeyin değerini parayla ölçmesek,
Keşke, sevgimizi de nefretimizi de fazla abartmadan gösterebilsek,
Keşke, az da olsa vicdanımız olsa,
Keşke, sahip olduklarımızı, yediklerimizi herkesin gözüne sokar gibi sosyal medyada paylaşmasak,
Keşke, her konuda fikrimiz olmasa ve sadece bildiğimiz konularda konuşabilsek,
Keşke, bilmiyorum demenin de bir erdem olduğunu kavrayabilsek,
Keşke, daha çok kitap okuyabilsek,
Keşke, sevdiklerimizi daha çok arayabilsek ve “vakit olmuyor” cümlesini hiç kurmasak,
Keşke, menfaatimiz olmadığında da etrafımızdan bir selamı eksik etmesek,
Keşke, söylenen sözlere inanmadan önce bir araştırabilsek ve körü körüne herşeye inanmasak,
Keşke, başkalarını düzletmeden önce kendimizi düzeltmemiz gerektiğinin farkına varabilsek,
Keşke, kaybetmeden anlayabilsek elimizdekilerin değerini,
Keşke, bu dünyada sadece misafir olduğumuzun farkına varabilsek.
Sadece bu kadar değil aslında yazılabilecekler. Daha ne çok keşkemiz var aslında.
Ama, bu kadar keşkenin olduğu bozulmuş bir dünyada hala geleceğe umutla bakabilmek
en büyük güzellik….
Ecir Uğur KÜÇÜKSİLLE