Yıllardır kalmadı eğitimde
Ne düzen ne kalite
Siyasetin elinde oyuncak oldu
Değişti sistem her yeni iktidar gediğinde.
Ezberlemek öğrenmekle eşdeğer,
Beş şıkka bağlı başarıda kriter.
Bir soruyla değişir yapılacak meslekler,
Böyle olunca öğrencide muhakeme ne gezer?
Kalmadi artık öğretene saygı
Öğretende de para en büyük kaygı
Öğretenin de öğrenenin de beklentileri farklı
Yarınlarımız Allah’a kaldı.
Herkes üniveristeye yönlendiriliyor,
Hiç kimse meslek öğrenmiyor,
Oysa atalarınız bize
Ağaç yaşkan eğilir diyor.
Herkes olmak ister doktor, mühendis, öğretmen
Bu ülkenin ihtiyacı var insana her meslekten.
Biz eğitime bir düzen sağlamazsak hemen,
Daha çok bahsederiz
Muhasır medeniyetler seviyesine yükselmekten.
An olur sevdiğim geliverirsin aklıma,
Bırakırım her şeyi yaşarım seni doyasıya.
Gözlerinin rengi, Saçlarının ahengi,
İçimdeki o büyük sevgi, Alır götürür beni başka diyarlara.
Yok o diyarlarda başka kimseler,
Bir sen varsın bir ben
Bir de kalbimizi saran büyük sevgiyle beraber.
Bitsin istemem bu diyarlarda gezintim,
Hep senle beraber olmak isterim,
Ama bu tatlı hayallerden,
Sırtıma dokunan bir elle uyanıveririm.
Boylu boyunca uzanmış yatıyor yerde,
Ne fer kalmış ne de bir ümit gözlerinde,
Eli ayağı tutmaz olmuş halsizlikten,
Son günlerini yaşıyor bu alemde.
Bir gayret anlatmaya başladı bana derdini,
Bitirdiler dedi bu dünyada beni.
Hiç gönüllerinden geçirmediler,
Yıllardır hiç anmadılar ismimi.
Ama hep bir umutla bekledim,
Gün gelir hatırlarlar da dönerim diye hayata belki.
Acıyorum dedi, benden sonra kalanlara geride.
Her gün elem, her gün keder, her gün çile.
Bir tek ben vardım onları farklı kılan şu alemde,
Merak ediyorum, beni de kaybedince ne kalacak ellerinde.
Hayatın en zor anı yatağa bağlanmak,
Yaşamla ölüm arasında durmadan mekik dokumak,
Ne büyük acıdır bu ne büyük ızdırap,
Ağzı olup dili olmamak.
O zaman gözlerin bomboş bakar etrafa,
Sözler anlam ifade etmez kulağında,
Beynin hükmetmez artık vücuduna,
Ne büyük acıdır bu ne büyük ızdırap,
Hayatın en zor anı yatağa bağlanmak.
Allahım çok yaş verme sevdiğin kullarına,
Dert verip derman aratma bu dünyada,
Muhtaç etme dosta düşmana,
Elim ayağım tutuyorken veda edeyim bu dünyaya.
Bir ana tanıdım yüreği buruk
Bir köşeye çekilmiş gizli gizli ağlıyordu
Belki dışarıya belli etmek istemiyordu
Ama yüz hatlarından anlaşılıyor
İçinde acı ağıtlar yakıyordu.
Usulca yanına sokuldum
Ana dedim, ben de senin oğlun sayılırım anlat derdini
“Oğlum” dedi evlat, “Oğlum” öldü şehit oldu
Bu kelimelerle sanki içimden bir şeyler koptu boğazıma düğümlendi
Ana dedim, çok üzüldüm anlıyorum derdini
Ama yıpratma bu kadar derdini
Anlamazsın dedi evlat, sen bilemezsin ana yüreğini.
Sonra o üzüntüden halsiz düşmüş elleriyle işaret etti.
İşaret ettiği yerde sevimli küçük bir çocuk oynuyordu
Ağlamaktan titreyen sesiyle o dedi, o çocuk oğlumun
Söyle ben ağlamayayım da kimler ağlasın.
Ama yaşadığı bu büyük acıya rağmen
Bir Türk Anası asaletiyle diyordu “VATAN SAĞOLSUN”.
Unutmadım unutamam asla seni
Hala aklımdasın babacığım.
Rüyalarıma gelip beni özlemedin diyorsun
Nasıl özlemem
Çok özledim ne olur dön babacığım.
Yıllardır aklımda hala o gülen yüzün
Yıllardır aklımda hala “Oğlum” diye çağıran o tatlı sesin
Yıllardır aklımda hala elimden tutup gezdirdiğin günlerin
Rüyalarıma gelip beni özlemedin diyorsun
Nasıl özlemem
Çok özledim ne olur dön babacığım.
Yüce Allah der ki; Müslüman Müslümana eziyet etmez
Kardeşi eza çekerken, kendisi sefa sürmez
Teoride her söylenen pratikte işlemez
Ecir bu sözlerin üstüne daha söz söylemez.