Her gün dışarı çıkmak için çıktığın kapıdan,
O gün bir tren kalkacak.
Ve bu trenin geri dönüşü olmayacak.
Sessizce bakacaksın sevdiklerinin arkasından,
Bunun bir son olduğunu bilir gibi.
Kimi iyiydi diyecek, kimi kötüydü.
Kimi erkendi diyecek, kimi iyi ki göçtü !
Kimi eli boldu diyecek, kimi ne götürdü ?
Anlayacaksın boşa heba etmişsin bir ömrü,
İşte tek gerçek bu!
Ecir Uğur KÜÇÜKSİLLE
Bilmem! Düşünür müsün o güzel günleri ?
Sahilde el ele verip yürüdüğümüz geceleri,
Mehtabı seyrederken erittiğimiz saatleri,
Ben o günleri düşünüp de ağlar oldum sevdiğim.
Ayrıldığımız gün hayatımda bir kabus sanki,
O gün bugündür gönül kapım kilitli.
Ne olur dön, aç, gir de içeri,
Gördüklerim rüya olsun, bu kabustan uyandır beni.
Söz, namludan çıkan kurşun gibidir. Bir kere ağızdan çıktımı, geri dönüşü olmaz. Gider ve hedefi tam kalbinden vurur. Kurşun da, namludan çıktığında hiçbir zaman hedefinden sapmaz ve görevini yerine getirir. Söz de öyle olmalı ! Bir kere söylendimi, dimdik hep arkasında durulmalı. Zamana, mekana ve duruma göre eğilip bükülmemeli.
Bak dedim yanımdaki gence,
Bak, alnımdaki derin çizgilere.
Bunların her biri,
Hayatta aldığım darbelerin eseri.
Biri az, biri çok hepsi derinden yaraladı beni.
Kimisinde; dost bildiklerim beni sırtımdan vurdu,
Kimisinde; yola beraber çıktıklarım beni yapayalnız ortada koydu,
Kimisinde: iftira attılar ben mücadele ettim, etrafımdakiler sustu.
Bunları dinleyen genç sordu merakla!
Tecrübelisin artık yıkılmazsın değil mi hayatta ?
Acı bir gülümsemeyle dedim ki;
İnsanlarda bu iki yüzlülük ve menfaatçilik,
Bende de bu insan sevgisi oldukça,
Daha çok darbe yerim, daha çok çizgi eklerim alnıma.
Kıyamam gözlerinden akan bir damla yaşa,
Korkarım bir söz söyleyip kalbini kırmaya,
Gonca bir gül gibi bakarım sana,
Mutluluklar hep senin, hüzünler benim olsun.
Aman solmasın o güzel yüzün,
Kısılmasın sesin, duyamam güzel sözün
Hep ışıklar saçsın o ceylan gözün,
Sıhhatler hep senin, hastalıklar benim olsun.
Ya küsersen diye hep endişem,
Saçmalama diyorsun duyunca sen.
Keşke elimde olsa, aklımdan bir silebilsem.
Ama tek derdim sen ol sen,
Endişeler hep benim, hep benim olsun.
Yine gitti gencecik fidanlar,
Yine bağrına taş bastı gözü yaşı analar,
Vatan için söndü ocaklar,
Sen bu millete sabır ver Ya Rab.
Ne umutlar daha yeşermeden soldu,
Oysa aşılacak daha nice dağ vardı.
Nice sevdalar yandı kül oldu,
Ateş en çok düştüğü yeri yaktı.
Hep yanıyor da ülkece yürekler,
Üç beş gün geçmeden unutuluyor gidenler.
Aileler, eşler, çocuklar hep anılmak ister,
Unutma geridekileri rahat uyuyamaz şehitler.