Küçük bir kız çocuğu, Tabutun hemen yanıbaşında! Elindeki kitabı musalla taşına koymuş, Seslice dua okuyor. Sordum, kim dedim? Kızı dediler! Annesi yanıbaşında yatıyor! O bütün dirayetiyle duasını okuyor, Etraftaki kalabalığı umursamadan. Ne kadar büyük yıkım diyorum içimden, Bir an dalıp gidiyorum, Kendime geldiğimde yaşla doluyor gözlerim. Kendimi zor tutuyorum ağlamamak için. Bitirince duasını hızla uzaklaşıyor. Kurtulamıyorum etkisinden! Sıra cenaze namazına gelince, Yine beliriveriyor safların yanında. Bıraksam kendimi, Saatlerce ağlayacağım. Kalbime akıtıyorum göz yaşlarımı, Akan birkaç damlayı silmeye çalışıyorum. Namaz bitiyor, imam helallik istiyor, Yandan yine o küçük kızın sesi yükseliyor, “Helal olsun” diyor. Bir kez daha titriyor bedenim! Daha fazla dayanamıyor, Ne yüreğim ne de gözlerim.
An oluyor diyorum ki! Vur kafandaki tüm sorunlara bir tekme! Söyle içine attıklarını hakedenlere. Bırak onlara dert olsun, Onlar düşünsün, Sen için için kendini yiyeceğine. Belki deli derler bana, Belki terkederler sıra sıra. Aman olsun be! Ömür dediğin altı üstü bir çıra, Başlıyorsun bir ucundan yakmaya, Anlamıyorsun ne zaman gelivermiş sonuna! Değmez! Değerini bilmeyenler için, Hayatına acı katmaya.
Sağ gözümü sol gözüme muhtaç etmesin rabbim, Elim ayağım tutuyorken alsın emanetim, Görmesin evladım, eşim, dostum düşmüş halim. Kalmasın ardımda bıraktığım dert izlerim.
Bu sözleri duyan diyor daha gençsin! Diyorum, yok ki bir saniye sonrasından haberim! Çok zor muhtaç olmak ele güne, Baktırmasın rabbim kimseyi, Bir gitse diye gözlerime!
Hayat kocaman bir tiyatro sahnesi ve her an milyarlarca oyun oynanıyor. Eğer bu oyunlara gerekli tepkiyi göstermezseniz, hayatınız boyunca figüran olursunuz ve sadece şikayet ederek bir ömrü geçirirsiniz.