ecir tarafından yazılmış tüm yazılar

BEDBAHT

Kalmadı geleceğinden ümidim artık,
Oysa her bahar gelirdin.
Tomurcuklar patladı çiçek açtı,
Sen hala gelmedin.

Şimdi ne yapayım?
Neyin, kimin ümidiyle yaşayayım?
Mevsimlerin bile anlamı kalmadı,
Çorak bir toprak oldu hayatım.

Senin için bir tatildi bitti,
Benim için ise hayat.
Tarumar edip gittin bir ömrü,
Ben hep bedbaht, hep bedbaht.

Ecir Uğur Küçüksille

BABA

Baba, evdeki isimsiz kahramandır.
Baba, duygularını dışa vuramayandır.
Baba, evde her şeyi en son duyandır.
Baba, varlığında değil yokluğunda aranandır.

Bir Söz

Bir kişi hakkında karar verirken veya bir kişiyle iletişim kurarken; Görünüm, mevki ve menfaati göz önünde bulundurmak hem kendinize hem de karşınızdakine yaptığınız en büyük saygısızlıktır.

Ecir Uğur KÜÇÜKSİLLE

Bir Söz

Yardım için uzattığın kaç el,
Seni sırtından vurdu ?
Merhem olduğun kaç yürekle,
Hayatın tarumar oldu ?
Bu sorulara verecek cevabın yoksa,
Sen hiç yaşamamışsın oğul.

Ecir Uğur KÜÇÜKSİLLE

AYNALAR

Ben mi yaşlandım!
Yoksa aynalar mı küskün bana?
Bilmem neden, yüreğimdeki bu kargaşa.
Oysa hep güzel şeyler söylediler bugüne kadar bana.

Yok diyorlar artık o gür saçların,
Olanlar da kar beyaz, yaşlandın.
Hele o alnındaki kırışıklıklar,
Simgesi sanki yaşadığın acıların.

Oysa daha ne çok şey yapacaktın,
Yıllar su gibi akıp geçti anlamadın.
Zaman zaman sana hatırlattılar ama,
Daha çok var dedin, arkaya attın.

Yakıştıramıyorsun kendine değil mi aynaların anlattıklarını ?
Yok, olmaz, ben olamam diyorsun.
Ama aynalar yalan söylemez!
Sen de çok iyi biliyorsun.

Ecir Uğur KÜÇÜKSİLLE

Onların Hikayesi – 7

Yusuf doğumhane kapasında bir oraya bir buraya gitmektedir. çok heyecanlıdır. Bu sırada haberi alanlar birer birer hastaneye gelmeye başlamışlardır. Yusuf’un bir yandan da her gelen’in sorularını cevaplamaktadır. Herkesin aklındaki soru bebeğin engelli olup olmadığıdır. Ceren ve Yusuf yaşadıklarından sonra olabilecek herşeyi kabullenmişlerdir. Derken, içeriden hemşire çıkar ve Yusuf’a bir erkek çocuk babası olduğu haberini verir. Yusuf’un ilk sorusu “Eşim ve bebeğim sağlıklı mı?” olmuştur. Hemşireden gelen “Evet Yusuf Bey” cevabı içini rahatlatmıştır. Yakınları da bu cevapla derin bir oh çekmiştir. Selma Hanım da sevinmiştir ama her zamanki mağruru duruşundan ödün vermeden çok soğukkanlı bir şekilde bebeği görmeyi beklemektedir.

Ceren ve bebek odaya alınırlar. Bebek Ceren’in kucağına verilince gözlerinden yaşların süzülmesine engel olamaz. Yaşadıkları aklından geçer ve bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına alabildiği için Allah’a şükreder. Herkes bebek ve Ceren ile ilgilenmekte, Yusuf’u t tebrik etmektedir. Selma Hanım ise hala bebeğin sağlıklı olduğuna inanamamakta bebeği kucağına almak için can atmaktadır. Nihayet bebeği kucağına alır ve her tarafını şöyle bir inceler. Kendi gözleriyle gördükten sonra bebeğin sağlıklı olduğuna inanır .

Ceren ve bebek taburcu olurlar. Artık Ceren ve Yusuf için yepyeni bir dönem başlamıştır. Sıra bebeğe isim koymaya gelmiştir. Her ikisi de yaşananların arasında bu konuyu hiç konuşmamışlardır. Tek dilekleri bebeklerini sağlıklı bir şekilde kucaklarına almaktı. Selma Hanım, doğrudan söylemese de laf aralarında Yusuf’un babasının isminin koyulmasını istediğini hissettiriyordu. Yusuf ve Ceren oturup konuştular. Sorun yaşamak istemiyorlardı. İsim sonuçta bir boncuktu, Yusuf’un babasının ismini koyamaya karar verdiler. Bebeğin ismi Mehmet olmuştu. Selma Hanım bu haberi alınca çok mutlu oldu.

Yusuf ertesi gün bebeğin nüfus cüzdanını çıkarmak üzere evden çıktı. İçi içine sığmıyordu çok heyecanlıydı. Yolda giderken bir düşündü, bu bebek ona uğur getirecekti. Bu nedenle ona ikinci bir isim koymalıydı. Bu isim de Uğur olmalıydı. Önce, Ceren’le bir konuşsam mı acaba diye düşündü. Sonra, gerek yok dedi kendi kendine, bu bebek onlara uğur getirecekti ve ikinci ismi Uğur olmalıydı. Nüfus Müdürlüğü’ne girdi ve bebeğin ismini Mehmet Uğur olarak yazdırdı. Eve döndüğünde, Ceren’e çıkardığı nüfus cüzdanını uzattı. Ceren eline aldı baktı ve geri verdi. Yusuf “Farketmedin mi ?” diye sordu Ceren’e. Ceren “Neyi ?” diye sordu. Yusuf “İkinci ismi var oğlumuzun” dedi. Ceren şaşırmıştı. Yusuf heyecanlı bir şekilde sebebini anlattı. Hoşuna gitmişti Ceren’in, ayağa kalktı ve sarıldı Yusuf’a.

Mehmet Uğur’u ziyarete gelen o kadar çoktu ki nefes almaya vakitleri kalmıyordu. Her gelenle Selma Hanım da geliyor ve denetimi elden bırakmıyordu. Bu arada Ceren ve Yusuf Selma Hanım’ın bir davranışından çok rahatsızlardı. Selma Hanım Ceren’in hamileliği sırasında yayılan çocuk engelli doğacak söylentilerinden çok rahatsızdı. Bebek engelsiz doğunca bunu her gelene ispat etmek gibi bir görev yüklemişti kendine ! Ziyarete biri geleceğinde bebeği çıplak halde bir battaniye üzerine yatırıyor ve kendine göre gelenlere bebeğin sağlıklı olduğunu gösteriyordu. Misafirler gördükten hemen sonra da bebek hemen giydiriyorlardı. Bu durum hem Ceren hem de Yusuf’un mahcup olmasına neden oluyordu. Birkaç defa ikisi de durumu Selma Hanım’a açmış ve artık yapmamasını söylemişti. Ama Selma Hanım onlara tamam dese de her ziyaretçi gelişinde aynı işi yapmaya devam ediyordu.