Bir ana tanıdım yüreği buruk
Bir köşeye çekilmiş gizli gizli ağlıyordu
Belki dışarıya belli etmek istemiyordu
Ama yüz hatlarından anlaşılıyor
İçinde acı ağıtlar yakıyordu.
Usulca yanına sokuldum
Ana dedim, ben de senin oğlun sayılırım anlat derdini
“Oğlum” dedi evlat, “Oğlum” öldü şehit oldu
Bu kelimelerle sanki içimden bir şeyler koptu boğazıma düğümlendi
Ana dedim, çok üzüldüm anlıyorum derdini
Ama yıpratma bu kadar derdini
Anlamazsın dedi evlat, sen bilemezsin ana yüreğini.
Sonra o üzüntüden halsiz düşmüş elleriyle işaret etti.
İşaret ettiği yerde sevimli küçük bir çocuk oynuyordu
Ağlamaktan titreyen sesiyle o dedi, o çocuk oğlumun
Söyle ben ağlamayayım da kimler ağlasın.
Ama yaşadığı bu büyük acıya rağmen
Bir Türk Anası asaletiyle diyordu “VATAN SAĞOLSUN”.
Unutmadım unutamam asla seni
Hala aklımdasın babacığım.
Rüyalarıma gelip beni özlemedin diyorsun
Nasıl özlemem
Çok özledim ne olur dön babacığım.
Yıllardır aklımda hala o gülen yüzün
Yıllardır aklımda hala “Oğlum” diye çağıran o tatlı sesin
Yıllardır aklımda hala elimden tutup gezdirdiğin günlerin
Rüyalarıma gelip beni özlemedin diyorsun
Nasıl özlemem
Çok özledim ne olur dön babacığım.
Yüce Allah der ki; Müslüman Müslümana eziyet etmez
Kardeşi eza çekerken, kendisi sefa sürmez
Teoride her söylenen pratikte işlemez
Ecir bu sözlerin üstüne daha söz söylemez.
Derslerime; İster giderim ister gitmem
Arkadaşlarımla; İster gezerim ister gezmem
Hayata toz pembe bakarım, düşünmem
Çünkü öğrenciyim ben
Düşük notları veren hep hocalardır
Dersleri anlamazsam sorumlusu onlardır
Nasihat dinlemek sinirlerimi ayağa kaldırır
Çünkü öğrenciler her zaman haklıdır
Son sınıfa kadar rahattır kafam
Bir de sınavlar olmasa ne kadar güzel yaşam
Gezer, dolaşır, eğlenirim durmadan
Çünkü öğrenciyim beklentim farklı hayattan.
Bir ana baba ömür boyu bakar da evlatlarına,
Bütün evlatları toplanıp da bakamaz bir ana babaya,
Hiç düşünmezler bu dünya etme bulma dünyası,
Bir gün onlara da gelecek sıra.
Ecir Uğur KÜÇÜKSİLLE
Kırıldı kanadım kolum,
Ne yerim var ne yurdum,
Meyhaneler oldu artık yolum,
Sensiz İstanbul gecelerinde.
Her akşam aynı meyhanedeyim,
Aynı masada, aynı kişilerle.
Sensizliği yudumluyorum her kadehte,
Sensiz İstanbul gecelerinde.
Aynı kişiler demiştim ya,
Kader arkadaşlarım,
Biri Ahmet biri Hasan,
Vefasızlara içiyoruz birlikte,
Sensiz İstanbul gecelerinde.
Biliyorum, bir gün son defa adımlayacağım bu meyhane yollarını
Biliyorum, bir gün son defa yudumlayacağım
Sensizliği anımsatan kadehten rakımı
Ve sana doyamadan toprak dolduracak dört bir yanımı
Ama unutturamayacak seni hiçbirşey
Çeksem de bunca acı.