Hep güçlünün yanında olanlar, Kendini akıllı sananlar! Dışarıdan bakınca, Ne kadar da zavallılar!
Olamaz kendi fikirleri, Olsa da, söylemeye yok izinleri! El pençe divan dururlar! Yanlarında olunca efendileri!
Küçük efendi zannederler kendilerini, Taklit etmeye çalışırlar hareketlerini! Oldum sanırlar! Konuşurlar da ileri geri, Bilmezler yerin dibine girdiklerini.
Efendileri kadardır değerleri, Kullanılmaya müsaittir karakterleri! Güç el değiştirince! Degişiverirler gücün köleleri!
Hayat vuruyorken beni yerden yere, Sen de terkedip gitmiştin birden bire. Zaten yaralıydım, sendeliyordum, Yıkılmıştım, aldığım bu son darbeyle.
Şimdi haber göndermişsin ellerle, Dönmek istiyormuşsun yaşlı gözlerle. Seviyor beni, affeder diyormuşsun, Bekliyorum onu ilk buluştuğumuz yerde.
Olmaz güzelim, bakamam gözlerine, Aklıma gelir terkedip gidişin, alamam nefes. Açtığın yara kapanmamış, hala kanarken, Kalmadı bende ne sevgi ne de o eski heves.
Sanki and içmiş insanoğlu, Doğayı harap edip yok etmeye! Beton dikiyor her gördüğü boşluğa! Zehir atıyor utanmadan toprağa! Balta vuruyor keyfi için ormana! Sonra doğal afetler oluyor, Yaptıkları hiç gelmiyor aklına! Bilmiyor ki doğayla savaş yapılmaz, Doğa geri alır hepsini eninde sonunda!
Derse çok azı gelir, Gelenlerin ekserisi sessizdir, Sadece yazılanı geçirir! Soru sormamak adettendir! Kim bunlar demeyin, Tabiki benim ögrencilerim.
Kalpleri kadar temiz kağıt verirler sınavda! Öğrenmektir amaçları, Takılmazlar hiç notlara! Yük olmak istemezler hocalarına! Kim bunlar demeyin, Tabiki benim ögrencilerim.
Ne zaman güzel, boynunu eğmemiş, Bir çiçek görse insanoğlu, Önce, koklamak için yaklaşır. Sonra, birer birer yapraklarını koparır, Her geçen gün, çiçek solar ve yıpranır. Bakar, çiçek boynunu bükmüş! Güzellikten eser kalmamış! Koparır, bir kenara fırlatır! Sonra ne mi olur? Yeni çiçek aramaya başlanır!
Yol çok uzundu, Zaman geçmek bilmiyordu, Küçük otobüs koltuğunda. Ağaçlar akıyordu sanki penceremden, Yeşillikler uzanıyordu alabildiğince, Dalıvermişim, bu güzelliklerle uykuya. Birden sıçradım! Muavinin otogara yaklaşıyoruz anonsuyla. Etrafıma baktım uykulu gözlerle, Anlamaya çalışıyordum nerede olduğumu. Derken, kaldırımda seni gördüm yürürken, İnanamadım gözlerime! Yıllar sonra bu seni ilk görüşümdü, Göğsümdeki kuş pır pır etmişti yine, Tıpkı seni ilk gördüğümdeki gibi! Ayağa kalktım istemsizce, Camdan izledim sessizce gidişini. Dur demek istedim şoföre! Bir an arka koltuktaki kadının, Anlamsızca bana baktığını farkettim! Sessizce oturdum yerime, Ve isyan ettim içimde! Seni kaybettiğim o güne…
Yeter! Çıkarın maskelerinizi, Yok yok üsttekini değil, hepsini! Karşıma çıkıyorsunuz, Her seferinde, bir başkasıyla. Bir dik durun, mert olun! Karakterinizi bileyim! Davranayım size layıkıyla.